Travma ve Yas Terapisi
Travma ve Yas Terapisi
Travmatik olaylar , üstesinden gelebilme becerilerini aşan durumlar olarak tanımlanabilir. Doğal afetler, bir yakının beklenmedik şekilde kaybı, kaza , tecavüz, işkence vb durumlar olarak adlandırabiliriz. Bu durumların ortak yönü beklenmedik oluşudur. Beklenmedik durumlar insan için genellikle büyük bir tehdit içerir. Temel ihtiyacı olan “güven” kavramının zedelenmesine sebep olabilir. Sonuç olarak ruhsal travmalar meydana gelir.
Birçok psikolojik rahatsızlığın temelinde bireyin yaşadığı travmatik olaylar yer alabilmektedir. Bunlardan bazıları;
*Travma sonrası stres bozukluğu
*Akut stres bozukluğu
*Dissosiyatif bozukluklar
*Borderline kişilik bozukluğu
*Yeme bozuklukları
*Uyku bozuklukları
*Somatoform bozukluklar
*Hastalık anksiyetesi bozukluğu (hipokondriasiz) örnek olarak gösterilebilir.
Bir olay, her insan için travmatik olacak diye bir durum söz konusu değildir. Bir kişide travma etkisi yaratırken başka bir insanda bu etki görülmeyebilir.
Yas sürecinden bahsedecek olursak ; yas, sevilen birinin ölümü, sevdiği işinin kaybı,evcil hayvanının kaybı, ilişki ve bağının kaybı, sağlığının kaybı gibi onun için değerli olan sevdiği şeylerin kaybı ile ortaya çıkan doğal bir süreçtir.
Yasın sürecinin uzunluğu, ölen kişi ile iletişimine, bağına, kişinin psikolojik sağlamlığına, ölen kişinin ölüm biçimine, ölüm sonucunda maruz kaldığı yaşam biçimine vb gibi ara durumlara bağlı olarak değişkenlik gösterebildiği gibi, bu süreci dört temel aşamada incelemek mümkündür.
1.İnkar: Yas sürecinin ilk evresidir. Bu aşamada kişi ölümün gerçekliğini anlamakta zorluk yaşar. Haber karşısında şaşkın, donuk, tepkisiz olabilecekken hiç bir şey olmamış gibi hayatına aynı düzende devam etmeye çalışabilir. Bu aşama belki birkaç saat belki günler belki de haftalar sürer. Bu durum kişinin kendisine ve kişiyle kurduğu bağa göre değişiklik gösterir.
- Öfke ve Acı Çekme: İnkar aşamasından sonra durumla yüzleşildiginde kişiye olan özlemi üzüntüsü git gide artarak kişiye yoğun acı hissettirir. Bazen sürecin onun uzerindeki yoğun etkisine bağlı olarak olanlara karşı ya da ölen kişiye karşı öfke duyar. Bu aşamadaki öfke gayet sağlıklı bir öfke olup kayıpla baş etmesine yardımcı olduğu için bu duygulara müdahale etmek ya da bastırmaya çalışmak süreç için iyi olmayabilir. Ağlamak istiyorsa ağlamasına izin verilmeli, duygular bastırılmamalıdır.
- Pazarlık: Bu aşamada öncekine nazaran daha sakindir ve kendisiyle ,çevresiyle pazarlık yapmaya başlar. Dualar eder, yeni hayatını gözden geçirir.
- Depresyon: Tamamen gerçeklerle yüzleşildiği bir dönemdir. Eski yaşantısı ve yeni yaşantısı arasındaki farkları görebilir ve bu değişiklikler onun depresif bir döneme girmesine sebep olur. Durgunluk, iştahsızlık, uykusuzluk, içe kapanıklık, keyif alarak yaptığı bir çok alışkanlığını yapamama gibi durumlarla karşı karşıya kalabilir. Kayıp yaşayan bireyin bu süreci yaşaması önemlidir ve duygularını paylaşabilmesi kendisi için rahatlatıcı olacağı unutulmamalıdır.
5.Kabullenme: Birey kayıp sonrasında bütün süreçleri yaşadıktan sonra artık önüne bakabilecektir. Gelecekle ilgili planlar yapabilecek, hayatını rayına sokmak için adımlar atacaktır.
Yas sürecinden her birey bu aşamaları bu sıra ile eksiksiz yaşayacak diye bir durum söz konusu değildir. Bazı dönemler bazı bireylerde iç içe görülebilmektedir. Sürecin uzunluğu da kişiden kişiye değişen bir durumdur. Fakat 6 aydan fazla bir süredir hâlâ kabullenme ve sosyal yaşantısına dönme konusunda sorunlar yaşıyorsa mutlaka bir uzmandan destek alması gerekmektedir.