Aile ve Çift Terapisi
Aile ve Çift Terapisi
Aile ve çift terapisi, evli ya da bekar partnerleri kapsayabildiği gibi birey sayısının daha fazla olduğu aile yapılarında da kullanılabilen terapi çeşididir. Bireyler seansa ister online ister yüz yüze katılabilmektedirler. Terapist, bireyleri tek tek dinleyip beklenti ve problemleri tanımlar. Farkındalık oluşturma ve davranış değiştirme ve geliştirme aşamasında danışanlardan yoğun çaba beklenir. Her bireyin istekli ve azimli olması terapi sürecini olumlu yönde etkilemektedir.
Süreç çift terapisi şeklinde başlayıp zaman zaman bireysel seanslara da dönüşebilir. Bazen de çiftler problemlerini yalnız başınayken daha iyi şekilde ifade edebildiklerini düşündükleri için bireyler tek tek dinlenip sonrasında bir araya getirilebiliyorlar.
Bazen durum çiftler arasında alevli tartışmalar ve sorunlar içerebildiği için, sürece bireylerin birbirleriyle karşılaşmadan tek tek görülmesiyle başlatılır ve sonrasında çift terapisine dönüştürülebilir. Terapilerin süresi genellikle bireysel seanslara göre daha uzun sürmektedir.
Aile ve çift terapisine kimler gider?
*Çiftlerin evliliğe hazırlık aşamasında evlilik öncesi eğitim programı şeklinde katılabilecekleri ,bireylerin ilişkilerinde problem oluşturabilecek konuların analiz edilmesi , aile kavramının hassasiyetleri konusunda derin inceleme ve bilgilendirme içeren seanslardan oluşur.
*Evliliğin ilk yıllarında çiftlerin her biri eski düzen ve alışkanlıklarının birçoğunu değiştirmek durumunda kalabiliyorlar. Bununla birlikte yeni düzen ve alışkanlıklar edinirken ,bireylerin adaptasyon sürecinde bazı çatışma ve alışamama durumuyla karşı karşıya kalabiliyorlar. Böyle durumlarda bireylerin çift terapisi almaları, evliliğin ilk yıllarında çiftlerin yeni düzenlerini oluşturmaları için yoğun destek sağlamış olacaktır.
*Partnerler arasındaki iletişim bozukluğu sık sık çatışmaya sebep olabiliyor. Böyle durumlarda bireyler sağlıksız ve huzursuz bir ilişkiyi bu şekilde sürdürmek istemediğinde çözüm yolu olarak terapiste gitmeyi tercih edebiliyorlar.
*Aile ve çift terapisinde en çok görülen sorun, bireylerin birbirlerinin beklentilerini karşılayamamalarından kaynaklı sorunlardır. Seans esnasında bu beklentilerin gereklilikleri ve gerçekleştirilebilirliği hep beraber değerlendirilir ve problemler çözümlenmeye çalışılır.
* Sık görülen bir diğer problem ise, huzursuz ve sağlıksız ilişkilerdeki problemleri bireylerin kendilerinde sorun görmek ve adım atmak istememesinden kaynaklı çıkmaza girmeleridir. Böyle durumlarda terapist her bir bireyde farkındalık oluşturarak ilişkiye yeni bir bakış açısıyla çözümler üretilmesini sağlar.
*Ailedeki çocuklar ve ebeveynler arasındaki çatışmalar da aile ve çift terapisinin kapsamında değerlendirilir. Bazen ebeveynler arasındaki iletişim sorunları ve aile için olumsuz yaşam olayları , diğer aile bireylerini de etkileyebilmektedir. Bu durum hem bireyler arasında iletişim problemi oluştururken hem de bireylerde spesifik olarak problemlerin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Böyle durumlarda aile içi iletişimi kuvvetlendirmek ve sağlıklı hale getirebilmekle birlikte bireylerin spesifik problemlerini de ayrıca destekleyerek çalışılabilmektedir.
* Aile ve çift terapisinde, boşanma aşamasına gelmiş bireylerin son şans olarak gördüğü terapi seansları, artık umutların tükenme aşamasına geldiği ama yine de ‘bir umut’ dedikleri aşamada tercih edilebilir. Bu süreç bireyler için sabır ve azim gerektiren yıpratıcı bir süreç olsa da bulundukları çıkmazdan daha tercih edilebilir bir durumdur.
*Bazı çiftler , boşanma aşamasına gelmemiş olsa da bulundukları durumlar bireylerin temel ihtiyaçlarını zorlayıcı hale gelebilmektedir. Bunlardan en önemlisi cinsellik. Cinsellik evliliğin temel taşlarından biri olarak tanımlanabilir. Eksikliğinde bireyler arasındaki problemlere bakış açısı daha abartılı olabilir ve yeni yeni problemlere de kapı aralayabilir. Bu nedenle çiftler aile içi problemlerini çözmek adına terapi sürecine adım atmak isteyebiliyor.
Terapi sürecinin ne kadar süreceğini önceden tahmin etmemiz mümkün değildir. Bunun sebebi olarak birçok ara etken bulunmaktadır. Bunlardan bazıları;
*Bireylerin seanslara istekli gelip gelmediği,
*Problemleri gerçekten çözmek isteyip istemediği,
*Seanslara düzenli bir şekilde gelebiliyor olması,
*Farkındalık ve değişim aşamalarında gerekli çabayı istikrarlı bir şekilde gösterebiliyor olması,
*Olaylara objektif bakabilme becerisini edinmek için istekli olması ve kendisini sorgulayabilmesi,
*Problemlerin karmaşıklık düzeyi (problemlerin başlangıç aşamasında ya da son aşamada olması gibi), etkilerle değişim gösterebilmektedir. Önemli olan sabır ve çaba ile istikrarlı bir şekilde ilerleyebilmektir.
İlişkinin temelindeki problem cinsel işlev bozuklukları kapsamında bir problem ise, cinsel terapistler ile çalışılması önerilir.