Çocuk ve Ergen Terapisi
Çocuk ve Ergen Terapisi
Çocuk ve ergen terapisi, yetişkin olmayan bireylerin ebeveynleri tarafından bulundukları psikolojik ya da davranışsal problemlerin çözümü için başvurulan uzman ile gerçekleştirdikleri seansları ifade eder.
Çocuklar terapiye gitmeyi genellikle kendi istekleriyle tercih etmezler. Ailenin , öğretmenlerinin, sosyal çevrenin izlenimleriyle çocuktaki olağandışı ve işlevselliği bozan durumları farkettiklerinde bir uzmana başvurmak isterler. Uzman ise gelen çocuğun yaş aralığına göre çocukla iletişime geçer ve çocuğa uygun bir terapi yöntemi belirler. Genellikle küçük yaş gruplarında direkt iletişime geçmek işlevsel olmaz. Gerek kendilerini ifade etmedeki yetersizlik gerek ise hayal güçlerinin kuvvetli olması , sağlıklı iletişimin önüne geçebilecek unsurlardır. Bazen de çocuklar yaşadıkları olayların etkisini yoğun bir şekilde yaşasalar da olayları tanımlamada zorluk yaşarlar. Bu gibi sebeplerden dolayı oyun terapisi çocuklar için etkili bir yöntemdir. Çocuk oyun esnasında sergilediği tavırları, tercihleri, oyuncaklarla kurduğu iletişim, oyun kurgusunun içeriği, oyun esnasındaki dikkat ve odağı ile terapiste kendisi ve yaşadıkları ile ilgili önemli bilgiler vermiş olur. Bunu terapist iki şekilde yapar, birincisi çocuğu uzaktan bireysel olarak oynayışını izleyerek bir diğeri de oyuna dahil olup oyun aracılığıyla dikkat etmesi gereken noktalarda iletişime geçmeye çalışarak.
Çocuklarda oyun terapisi tek yöntem değildir. Bazen resim yorumlama, bazen hayal gücünden yararlanarak görsel soyut kartları yorumlatma, hikayelestirme, bazen de çocuk ile uyumlu olabilecek yaşıtları ile grup terapisi şeklinde etkinlik yaptırarak çocukla bağ kurulup iletişime geçilir. Bu yöntemler problemleri tanımlama bireyi tanıma için kullanıldığı gibi tedavi yöntemi olarak da kullanılmaktadır.
Çocuklar genellikle psikolojik sağlamlık açısından yetişkinlere göre daha iyi olduklarını söyleyebiliriz. Bunu çocuğun oyun ile kendi kendisini onarabilmesine , savunma mekanizmasının olumlu getirilerine bağlayabiliriz. Nitekim çocuk bazı şeylerin üstesinden gelebilse de ebeveynleri, sosyal çevresi çocuğun onarımına engel bazı hatırlatmalarda ya da pekiştirmelerde bulunabilmektedir. Böyle durumlarda çocuk için ağır olan durum, sürekli mücadele edilmesi gereken bir duruma dönüşebilmektedir.
Aileler çocuklarını terapi hizmeti almak için getirdiklerinde, sorunun ailenin tutum ve davranışlarından kaynaklı olduğunu görebiliyoruz. Bu durumda mutlaka çocukla olan sürece aileyi de dahil edip bu süreci işbirliği içinde yürütmeyi gerekli bulabiliyoruz. Bazen de ailenin de ciddi ve istikrarlı bir şekilde terapi sürecine girip kendilerini onarmaları gerektiği kararını varabiliyoruz. Çocuğun bilinçli ailesinden, problemleri çözmek adına bu sürece kendilerini dahil etme konusunda tereddüt etmeden ve zaman kaybetmeden dahil olmaları istenir.
Bu süreç aile için sabır ve yoğun çaba gerektiren bir süreç olabilir. Ama sonuç itibariyle çocuğun gelecekte kendine saygı , sevgi ve şefkat gösterebilmesi, psikolojik sağlamlığını güçlendirebilmesi ve sağlam temelli bir hayatı olabilmesi için elzem bir süreç olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuk terapisinin tercih edilmesindeki bazı problemler şunlardır;
*Kardeş kıskançlığı
*Çocukluk okb si
*Özgüven eksikliği
*Okul korkusu
*Kaygılı ya da kayıtsız bağlanma ve bunların getirdiği olumsuz etkenler
*Aşırı çekingen ,içe kapanık ya da saldırgan davranışlar
*Tırnak yeme
*Parmak emme
*Yalan söyleme
*Öfke nöbetleri
*Aşırı yemek yeme ya da iştahsızlık
*Alt ıslatma
*Çalma problemi
*İnatçılık
*Tuvalet alışkanlığı edinmedeki zorluklar
*Kendine zarar verme
*Kendini ifade etmedeki zorluklar ve bunların getirdiği problemler
*Yaşadığı ağır travmalar ve bunların psikolojisine ve davranışlarına etkisi
*Yas süreci
*Uyum problemleri
*Dikkat eksikliği ve hiperaktivite
*Derslere olan ilgisizlik ya da başarısızlık gibi daha birçok sebep sayabiliriz. Bu problemlerin kaynakları araştırılıp çalışma alanları belirlenir.
Ergen Terapisinde ise psikolojik ve davranışsal problemlere bireydeki hormonel değişimleri bireye etkileri de eklenir. Hal böyle olunca hem birey hem de ebeveynleri zor bir dönemle karşı karşıya kalabilir. Ergenlik dönemi çocuğun duygularını çok yoğun yaşayabildiği, davranışlarının daha abartılı olabildiği, beden algısının hassaslaştığı , ilişki ve bağ kurmada zorluklar yaşanabildiği, kendini ifade edemediğini düşündüğü, bedendeki değişimlere de alışmaya çalıştığı zor bir dönem olabilir.Böyle durumlarda aileler de çocuklarına nasıl yaklaşacağı konusunda bocalar.Genellikle çocuklarını artık tanıyamadıklarını ya da çocuklarının onlardan kopmaya başladığını ifade ederler.Bu konuda hem çocuk hem aile işin uzmanından profesyonel destek almak ister. Bazen psikolojik destek alma konusunda ergen bireyi aileler ikna ederken bazen de birey kendisi tercih edebilir.
Yine çocuklarda olduğu gibi ergenler de de problem kaynakları tespit edilip çalışma alanları belirlenir. Eğer ki aile ile işbirliği içinde yürütülmesi gerekirse sürece aile de dahil edilir.Ailelerin dahil edildiği süreç ya psiko-eğitim şeklinde ya da ayrı bir psikoterapi süreci olarak başlatılır.
*Kaygı bozukluğu
*Depresif bozukluklar
*Duygu durum bozuklukları
*Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
*Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB)
*Beden dismorfik bozukluğu
*Davranım bozuklukları
*Risk alma davranışı (risk içerikli cinsel davranış,ergen gebeliği) aike
*Farklı deneyimleri deneyimleme dürtüselliği
*Maddeyi kötüye kullanımı
*Yeme bozuklukları
*Uyku bozuklukları
*Özgüven eksikliği
*İletişim problemleri
*Suça karışma
*Derslerdeki performans düşüklüğü
*Hayatı ile ilgili kararlar alırken sık sık fikir değiştirme ve zorlanma gibi problemlerle karşılaşabilmekteyiz.
Seansların sıklığı ilk görüşmeden sonra uzman tarafından önerilir. Seansların ne kadar süreceğini hakkında herhangi bir bilgi verilememektedir. Bu sürpriz yolculukta danışan ve terapist süreci beraber keşfederler.